Türkiye / 20/01/2009
BRÜKSEL - Başbakan Tayyip Erdoğan’ın dört yıl aradan sonra gittiği Belçika’nın başkenti Brüksel’de Nabucco Doğalgaz Boru Hattı Projesi de gündeme geldi. Erdoğan ‘Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Türkiye ile AB arasında enerji faslının açılmasını bloke etmesi durumunda Nabucco’daki kendi durumumuzu gözden geçiririz’ mesajı verdi.
Ukrayna ile Rusya arasında yaşanan doğalgaz kriziyle gündemdeki yeri yukarılara çıkan Orta Asya bölgesinin doğalgazını, Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak Nabucco Doğalgaz Boru Hattı Projesi Brüksel’de Avrupa Politika Merkezi’nde dün sabah kahvaltılı toplantıya katılan Erdoğan’ın da gündemindeydi. Rumların tavrı nedeniyle Nabucco projesini bloke etmeyi düşünüp düşünmedikleri yönündeki bir soruya, Başbakan “Enerji faslının blokesi durumunda biz Nabucco’daki kendi durumumuzu gözden geçiririz” yanıtını verdi.
70 milyon 700 bin kıyaslaması
AB sürecine ‘kazan-kazan’ anlayışıyla yaklaştıklarına dikkat çeken Erdoğan, Türkiye’ye bir görev veriliyorsa, AB’nin de ona göre bir görev alması gerektiğini söyledi. Erdoğan, AB’ye, ‘70 milyonluk Türkiye’ye karşı 700-800 bin kişilik Rumları tercih etmeme’ çağrısı yaptı. Rus doğalgazına olan bağımlılığı azaltmak ve kaynak çeşitliğine gitmek isteyen AB, Türkiye üzerinde geçecek ve altı ülkenin ortak olduğu Türkiye-Avusturya (Nabucco) Doğalgaz Boru hattıyla arz güvenliğini sağlamak istiyor. Azerbaycan başta olmak üzere Hazar ve Ortadoğu kaynaklarının Avrupa’ya ulaştırılması beklenen söz konusu hattan yıllık yaklaşık 30 milyar metreküp doğalgaz taşınması planlanıyor.
Başbakan Erdoğan, 12 milyar dolarlık Nabucco projesi için şu an yeterli gaz olmadığını söyledi. Gaz tedarikçisi bazı ülkelerle imzalar atıldığına işaret eden Erdoğan, “Ancak bilgi, bu proje için yeterli gazı sağlayacaklarını söyleyen ülkelerin tedarik edecekleri yeterli gazları olmadığı yönünde” dedi. Erdoğan, “Nabucco projesinde 30 milyar metreküp gaz akışına ihtiyaç var ancak bu gaz sağlanmış değil” diye konuştu. Siyasi nedenlerle İran’dan gaz istemeyenleri eleştiren Erdoğan, Rusya’dan neden gaz istenmediğini de sordu.
Planlar 2010’a
Ukrayna ile Rusya arasındaki gaz krizinin her kış alevlenmesiyle Avrupa’nın gündemine tekrar gelen Nabucco hattında, planlar 2010’da kazma vurmaya göre yapılıyor. ‘Nabucco Gas Pipeline International’in genel müdürü Reinhard Mitschek, boru hattından ilk etapta 15 milyar olacak ilerleyen yıllarda 30 milyar metreküpe çıkacak olan yıllık gaz kapasitesinin ortaklar tarafından paylaşılacağını kalan kapasitenin de 2009 yazında piyasadaki oyuncular arasında ihaleye çıkacağını açıkladı.
Rakamlarla Nabucco
* Nabucco’nun yatırım maliyeti, 2005 yılından bu yana kâğıt üzerinde 4.6 milyar avrodan, 7.9 milyar avroya çıktı.
* Nabucco’nun 2010’da Türkiye, Romanya ve Macaristan’da eşzamanlı olarak inşaatına başlanacak 3 bin 300 kilometre uzunluğu olacak. 2013 yılında ilk sevkıyat gerçekleşecek.
* 7.9 avroluk yatırımın yarısından fazlası Türkiye’de gerçekleşecek. 2 milyon ton demir-çelik, 220 bin boru parçası kullanılacak. Botaş’ın işletme gelirleri artacak.
* Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Almanya ve Avusturya’da Nabucco şirketleri kurulacak. Boru hattının yüzde 50 kapasitesi bu ülkelerdeki şirketlerin, yüzde 50’si yeni ortaklıklara açık olacak.
* Doğalgaz alımlarını ortak şirketler yapacak. Projenin kaynak ülkesi Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelen (Şahdeniz) hat başlangıç olarak kabul edilecek. Nabucco’nun teknik olarak kapasitesi 45 milyar metreküpe kadar çıkabilecek.
* 16 pazar oyuncusuyla görüşüldü. 2013 yılında 25 milyar mekreküpten fazla bir talep oluşuyor.
* Nabucco’ya parelel olarak bölgede yeni yatırımlar yapılıyor. Türkiye’ye Azerbaycan’dan gelen gaz miktarı artacak, Mısır-Suriye-Türkiye boru hattı yapılıyor. Nabucco, Ortadoğu’daki yatırımları tetikliyor.
‘Gürcistan’a gösterilen hassasiyet Gazze için yok’ Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Brüksel temasları sırasında en çok dile getirdiği konulardan biri de İsrail’in Gazze’ye saldırılarıydı. Avrupa Politika Merkezi’nde soruları yanıtlayan saldırılar başlamadan birkaç gün önce İsrail Başbakanı Ehud Olmert’le Ankara’da görüştüğünü hatırlattıktan sonra şu mesajları verdi:
İsrail bize saygı duymadı: İsrail bizi bu süreçte ciddi manada üzmüştür. İsrail bize bir defa saygı duymamıştır. (İsrail Başbakanı) Olmert’le görüşmede hiç böyle bir konu (Gazze saldırısı) gündeme gelmedi. Aradan 3-4 güngeçti Gazze’ye uçaklar bomba yağdırmaya başladı. İsrail’in İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Cenevre Sözleşmesini ihlal etmesine de gereken tepki gösterilmedi.
Hamas seçimi kazandı: Hamas’ın Filistin’de açık bir farkla seçim kazanarak iktidara geldi. İsrail’in, milletvekilleri dahil Hamas’ın seçilmiş temsilcilerini hapse atması demokrasiyle bağdaşmıyor. İsrail’in en yetkili ağzı söylemişir. Gerektiğinde ismini de açıklarım. ‘Eğer biz serbest bırakacak olursak (Mahmud) Abbas bundan çok rahatsız olur.’ Biz Abbas’ı memnun etmek için seçim yapmadık ki?
Dünya Huntington’a da kalmadı: Ne insanhakları, ne hak, ne hukuk. Hiçbiri üç haftadır insanlığın gündeminde yer bulamıyor. Gürcistan vurulduğu zaman da insanı yardımı o ülkenin kapılarına dayayan ilk ülkeyiz. Birçok ülkeyi aradım, telefon diplomasisi kurduk. Gürcistan’da gösterdikleri hassasiyeti maalesef Gazze’de göstermediler. ABD de göstermedi. Batı da göstermedi. Medeniyetler çatışması teorisinin öncüsü Amerikalı siyaset bilimci Samuel Huntington öldü. Dünya kimseye kalmaz.
Başbakan, Brüksel’de muhalefeti AB’ye şikâyet etti
550 sandalyeli Meclis’te 338 milletvekili her türlü yasal düzenlemeyi geçirebilecek çoğunluğa sahip olan Başbakan Erdoğan, Belçika’nın başkenti Brüksel’de “AB reformları yavaşladı” eleştirilerini yanıtlarken muhalefeti şikâyet etti.
Avrupa Politika Merkezi’nde Türkiye-AB ilişkilerini anlatan Erdoğan AB katılım sürecinin Türkiye açısından ‘birinci önceliğe sahip’ ve ‘alternatifsiz’ olduğunu belirttikten sonra şöyle dedi: “Türkiye’nin AB üyelik sürecindeki çalışmaları açısından yol haritası niteliğindeki Ulusal Program’ın kabul edilmesinin ardından sadece Başmüzakereci göreviyle Egemen Bağış, yeni Devlet Bakanı olarak atandı. 2009’un Türkiye-AB sürecinde çok daha farklı bir yıl olacak.”
Erdoğan, ‘Türkiye’nin AB üyeliğine bugün gelinen noktada çok daha stratejik anlam yüklendiğini’ vurgularken reform çalışmalarında kararlı olduklarını söyledi. AB üyeliğinin Türkiye’nin önemli gündem maddeleri arasında yer aldığını belirten Erdoğan, muhalefetin kendilerini yavaşlattığını iddia edderken Erdoğan, “Muhalefet, tamamen Avrupa Birliği’ne karşı, sürekli oyalıyor. İstediğimiz gibi ilerleyemiyoruz” dedi.
2007-2008 yasama döneminde TBMM’de AB süreciyle alakalı 30’dan fazla yasanın kabul ediliğine dikkat çeken Erdoğan Vakıflar Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinde yapılan değişikliği anımsattı. Erdoğan, TBMM gündeminde bulunan yine AB süreciyle alakalı 1500 maddelik Türk Ticaret Kanunu üzerinde çalışmaların ‘muhalefetin engelleyici tutumuna rağmen’ sürdüğünü kaydetti. Erdoğan, aynı şekilde Sendikalar Kanunu’nun TBMM gündemindebulunduğuna işaret etti.
Tüm bu reform çabaları olurken, Avrupalı siyasetçilerden gelen bazı olumsuz açıklamaların kamuoyunda AB üyeliğine verilen desteğin son dört yılda yüzde 75’lerden yüzde 50’lere gerilemesine neden olduğunu kaydeden Erdoğan, AB’de her dönem başkanının Türkiye ile iki fasılda müzakereleri başlatması geleneğini de eleştirdi: “Başarısız oluyorsanız bu bir olur, ama başarılı olunca da neden üç-dört olmasın?”
Avrupa’dan Türkiye ve dünyaya mesajlar
Başbakan Tayyip Erdoğan, Brüksel’deki temasları sırasında hem iç hem de dış politiya ilişkin birçok konuda değerlendirmelerde bulundu. Ön plana çıkan bazı mesajlar şöyle:
TRT Şeş dört yıllık reformlar için yol haritası
Kürtçe yayın yapan TRT 6 gelecek dört yılda gerçekleştirilecek reformlar için yol haritası niteliğinde olacak.
Diyarbakır merakı niye?
“Türkiye’yi gelip ziyaret etmeniz önemli, ama eskortlarınızı iyi seçmenizde fayda var. Bu konuda biz de kendilerine yardımcı olmak isteriz. Mesela Türkiye’ye bugüne kadar gelenler hep’Bizi Diyarbakır’a götürün’ demişlerdir. Ama Türkiye sadece Diyarbakır değildir. Türkiye’nin 81 vilayeti var. Niye Kayseri, Konya, Edirne, İzmir değil? Niçin dostlar başka illere de gitmek istemiyor, bu soruyu hep kendime sorardım. Kaldı ki, Diyarbakır’ın Türkiye’nin milli bütçesinden aldığı nasip çok çok ciddidir.”
Recep Tayyip Erdoğan basına sansür uygulamadı
(Bazı Başbakanlık muhabirlerinin akreditasyonlarının iptal edildiği hatırlatılınca) Recep Tayyip Erdoğan medyaya sansür uygulamamıştır. Teşkilatıma, ‘Yalan yanlış haber yapan medyayı içeri sokmayın’ demişimdir. İfade aynen budur. Yazılı veya görsel medyanın yalan yanlış haber yetkisi olduğunu düşünüyorsanız, kusura bakmayın, bu anlayışınıza saygı duyamam.
IMF ile sona yaklaştık
IMF görüşmeleri son safhasına geldi ve görüşmelerdeki son safhada birkaç madde üzerinde gerek Ekonomi bakanımız gerek bürokrat arkadaşlarımız çalışmalarını yapıyor. Çok kısa bir zaman içerisinde, Türkiye-IMF ilişkilerine yönelik adım atılmış olacak.
İran’la ilişkimizi kesmeyiz
İran bizim komşumuz. 10 milyar doları aşkın ticaret hacmimiz var. Yılda 10 milyar metreküp doğalgaz alıyoruz. Böyle, stratejik anlamda ilişkimiz var. Bu nedenle bize ‘İran ile ilişkinizi kesin’ diyenler, bu irtibatlarımızı, ekonomik ilişkilerimizi, komşuluk durumlarımızı değerlendirmeliler. İran ile ilişkilerimizi kesmemiz söz konusu olamaz, bu politikalarımızı kimse belirleyemez. Türkiye bir kavim değildir. Kendi kararımızı kendimiz verir, kendi adımlarımızı atarız. Kimlerle görüşüp görüşmeyeceğimizi de biz kararlaştırırız.
Obama’dan endişemiz yok
ABD’de yeni bir dönem başlıyor. Obama’nın başında olacağı bir ABD ile stratejik işbirliğimizi aynı şekilde sürdürmenin kararlılığı ve gayreti içerisindeyiz. Türkiye olarak herhangi bir endişemiz söz konusu değil. Buna gölge düşürülmesini de istemiyoruz. Şu ana kadar çalışmalarımız aynı istikamette, aynı kararlılıkla devam etmektedir. Temenni ediyorum k münasebetlerimiz çok daha hız alarak, çok daha farklı bir şekilde gelişmeye devam eder.
(Reuters, afp, aa dha)
Tuesday, January 20, 2009
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment